Hayır hayır... Bana kalırsa öyle. Bir şeyin önemi... ııı... sadece kendiliğinden sahip olduğu özelliklerle kısıtlanamaz. Bekleyen bir potansiyel vardır, bir de dış etkinleştirici. Aynı ateşin bir hızlandırıcıyla buluşması gibi. Mesela Arrakis'i ele alalım.

Kadim yıllarda yaşayan bir kaşif olduğunu düşün. Sonsuz bir hiçliğin içinde süzülen bir hiçlik tanesi buldun. Atmosferi nefes almaya uygun, yer çekimi ideale yakın. Çorak çöle egemen olan yaşam formu ise bu korkunç solucanlar. Eski İmparatorluk döneminde Arrakis'i değerli kılan tek şey, çeşitli laboratuvarlar ve test istasyonlarıydı. Artık ne tür deneyler yaptıklarını Tanrı bilir... Buralarda insanların daha uzun yaşamasını sağlayan melanj baharatını keşfettiler. Bu, pek ses getirmedi.

Ama sonra... Butleryan Cihadı! Düşünebilen makinelere ölüm. Yani hızlandırıcı! Baharatın gerçek gizemini keşfettik, yani uzay katlama teknolojisi için gereken kehanet yeteneğini vermesi. Hah! Sonra sonsuz hiçliğin içinde süzülen bu hiçlik tanesi, aniden insanlık tarihindeki en değerli malın tek kaynağı haline geldi.

Baharatın ne kadar değerli olduğu anlaşıldığında bu konuyla ilgilenen birçok taraf, sadece tek bir küçük gezegene muhtaç olmadan baharat elde etmenin yollarını bulmak istedi. Yüzyıllar boyunca Arrakis'in ortamını diğer gezegenlerde birkaç kez yeniden yaratmaya çalıştılar.

Ancak canlı kumsolucanlarını dışdünyaya götürmek hiçbir zaman mümkün olmadı. Canavarların çoğu neredeyse anında öldü. Solucanı bir süre hayatta tutmayı başarabilen önemli bir uçuş hakkında bir şeyler okumuştum ama yaratığın ortalığı yıkması derin uzayda birçok kişinin canına mal oldu. Bir düşünsene... Korkuyla titrememe sebep olan pek düşünce olmadığı için bu önemli imgeyi asla aklımdan çıkarmıyorum.

Evren, Arrakis'in benzersiz değerini bir kez daha yeniden vurguluyor. Yani bu konuyla ilgilenen (ve kötü niyetli) tarafların, Dune'u bir cennete dönüştürme gibi aptalca bir gayesi olanlara nasıl tepki göstereceklerini tahmin edebilirsin.